İçimdeki Dr House

29 Aralık 2009 Salı

Ailemde sigara tiryakisi olmayan tek insan benim. Annem 39 yıllık hardcore sigara içicisi, abim, dedem, dayım, teyzem keza öyle. Tahmin edersiniz ki sevgili ailemin en popüler hastalığı maalesef hemoroid değil kanser. Bu sebeple hayatımda birkaç defa gergin biyopsi, tomografi, mr sonucu bekleme süreci geçirdim ki bunların bazılarının sonucu çok boktandı. O bekleyiş insanın ömründen en güzel yılları siler götürür; kör kuyularda merdivensiz bırakır sevgili okur.

Gelgelelim teknolojinin ilerlemesi ve internetin yaygınlaşmasıyla tıbbi kaynaklara ulaşım kolaylaştı. Artık hastalık semptomlarımızı Google’ a yazıp hastalıktan hastalık beğenebiliyoruz hamdolsun. Netekim ben de bu bağlamda ailenin pratisyen hekimi kesildim. Tahlil sonuçlarını tıp sözlüklerinden çevirmek olsun; sağlık sitelerinden doktorlarla yazışmak olsun; abartıp tıp makalelerini okumak olsun; kendimi tıp biliminde adadım. You Tube’dan açık kalp, by pass ameliyatlarını izler; Non Hodgkin Lenfoma vakalarında 30-50 yaş arası erkeklerin sağkalım oranı ile ilgili makaleler okur oldum.

Ancak bazen teşhislerle alakalı sıkıntılar yaşamıyor da değilim. En son kendime okuduğum psikoloji makalelerinden feyz alarak ağır depresyon; anneme internette bulduğum hastaların tomografi sonuçlarını karşılaştırarak akciğer kanseri; birkaç tıp makalesinden anladığım kadarıyla abime de lenfoma teşhisi koydum. Fakat annem ve abim grip olmuş benim de bir bokum yokmuş şükürler olsun.

Yazımı yine tıbbi bir konuda gugıllama yaparken bulduğum; internetten doktora danışma olayının benim gibi bokunu çıkarmış bir insanın sorusuyla bitirmek istiyorum. Böyle bir soruyu internetten sorabildiğine göre iyi niyetli, saf bir insan olduğunu düşünüyorum; umarım amacına ulaşamamıştır:

“Son zamanlarda yaşadıklarımdan ve hayattan bunaldığım için 3 kutu laroxyl (25mg) aldım bugün. Yakın bir zamanda 3 kutu içip intihar etmeyi düşünüyorum //Bu 3 kutu laroxyl ile ölürmüyüm?
Gerçekten bıktım hayattan..”


Aklıma aniden sıraya koyamadığım bir sürü kelimde doldu: Cahillik, yalnızlık, sağlık sistemi, internetten her boka ulaşabilmek, çaresizlik…

Sado Mazo Gelin Ayağına Takar HALHAL

12 Aralık 2009 Cumartesi

Çook çok uzaklardaki erkeg arkadaşım Facebook’ una nedense söyle bir yazı postalamış.

Advantages to Dating a Petroleum Engineer*

They know how to tag bottom
Experienced at horizontal drilling
Not afraid to go back and recomplete
Aware of the complexities of big bore liners
Knowledge of the current stimulation techniques
Can get your highly viscous fluids flowing
Hole maintenance is part of the job
Skilled at running slim hole tools
Certified Blowout Specialist
Know how to nipple up

Artık bana hitaben mi yazdı yoksa listesindeki hatunlara selam mı ediyor bilemiyorum. Neyse prensip olarak aile içi şiddet mevzularına blogumu alet etmiyorum.
Geyik olsun diye altına lan peki bunlardan niye benim haberim yok hesabı bişi yazacakken artık İranlı mıdır Malezyalı mıdır Madagaskarlı mıdır ne bokumsa tesettürlü bi hatun şöyle bir yorum yazmış: “Gonna try to have a date with an engineer to prove that ;)”. Kızım oraya gelir seni memleketine kadar kovalarım sonrada elimlen şeriat mahkemelerine teslim ederim, drilling beklerken kendini sado mazo kırbaçların arasında bulursun. Götlek seni!

*Sevgili bu işlen iştigal etmektedir.

Reklam, Etik ve Dünyanın En Yüzeysel İnsanı

8 Aralık 2009 Salı

Gerçekten kötü bir niyetim yoktu..

Uslu uslu “Reklam ve Etik” konulu ödevim için Google taraması yapıyordum. Haliyle yasaklanmış, dikkat çekici ya da rahatsız edici bir sürü reklama denk geldim. Yaptığım gayet yüzeysel taramaya dayanarak diyebilirim ki sanırım insanları reklamlarda en çok rahatsız eden konu ırk, cinsiyet ayrımcılığı, çocuk sömürüsü, şiddet gibi unsurlardan ziyade müstehçenlik. Yasaklanan reklamların çok büyük bir kısmına baktığımızda bunların çıplaklık, cinsel ilişkiyi gösteren (andıran da diyebiliriz; porno değil neticede) ya da ima eden içeriklere sahip olduğunu görüyoruz, görüyorum. Gördüm yani..
Herneyse! Bu kadar bilim yeter.. İşte ben tamamen böyle ilmi, fenni konulara odaklanmışken orta yaşlı kadınlara yönelik bakım kremleri tanıtımı yapan bir siteyle karşılaştım. İşte resimde gördüğünüz yavruyu, pardon mankeni de orada buldum. Kendini toplumun huzuru ve refahına adamış bir cop olan (polis demek istemiyorum) mankenimiz; isteyene kelepçesini veriyor, isteyene kahve yapıyor. Etik mi değil mi derseniz bilemem ama birhayli eğlenceli bir site olmuş: http://www.bewareofsideeffects.ca/


Hem dedim ya bu henüz “yüzeysel” bir çalışma…

Çapır

1 Aralık 2009 Salı


Bu kadar zamandır nasıl yazmadım bilmiyorum. Ailemizin en renkli kişisinden bahsedicem.
Annanem..
Ciddi anlamda sayko olan, 85 yaşındaki ananem; boş zamanlarında kendince korkunç hikayeler uydurup bunlara inanmakta, üzerimize saldırmakta, anamıza bacımıza sövmekte, gazetelerden dünya turu fiyatlarına bakmakta ve evden kaçmaktadır…
Bu neşeli kişiliğin son günlerinde hayattan tek dileği bir adet motor sahibi olmaktır.
Ciddiyim abi! Öyle mobilet filan değil Chopper istiyor. TV’de Hell’s Angels’ı görünce heyecanlanıyor, beni yanına çağırıp bu motor kaç paradır, ikramiyeli maaşta alır mıyız bundan bir tane gibi fantastik sorular yöneltiyor. Ben de ikramiyesinin motor amaya yetmeyeceğini, velev ki aldık tuvalete zor giden kendisinin hayatta o motorun üzerine tüneyemeyeceğini anlatmaya çalışıyorum fakat izah edemiyorum.
Biraz anlar gibi olunca zaten motoru bizim yüzümüzden alamadığını, bütün parasını yiyip onu “kuru çulda” yatırdığımızı, Allahın mümkünse belamızı vermesini, evinden siktir olup gitmemizi ve acı çekerek ölmemizi istediğini söylüyor…

Çok seviyorum onu!

İkramiyeyi alıp Madagaskar’a kaçmayı planlıyorum….

Reblog this post [with Zemanta]