Değişen Birşey Yok

19 Şubat 2011 Cumartesi

Maalesef şişmanlık maceramın sonuna gelemedim.

6 öğün yiyorum; spora gitmeye çalışıyorum..su, bitki çayı filan içiyorum..İçki içemediğim ve fast food yiyemediğim için kendimi sosyal hayattan soyutlayıp münzevi bir hayat yaşamaya başladım.. Ara öğün, kan şekeri tırı vırı kovalarken tezimi bile bi yana kodum…

Düşünün ki bu aralar girdiğim en sosyal ortam diyetisyenimin bekleme odasıydı; 4 şişman nefret ederek birbirimizi inceleyip hangimizin daha şişman olduğunu anlamaya çalışıyorduk.

Kadın dergilerini karıştırdım, bu baharın trendlerini (camel rengi trençkotun altına renkli etek giyiyormuşuz) ve ona seni seviyorum dedirmenin 22 yolunu öğrendim. Tam sizin ilişkiniz hangi aşk filmini andırıyor testini çözecekken benim sıram geldi. (Neyse ki yanıtı biliyorum “Terminator 2: Judgment Day”).

İçeri girdim güleryüzlü mamafih zalım bir diyetisyenim var. Beni tarttı bu hafta yarım kilo vermişsin dedi, aferin dedi..Kendisine en sevimli halimle önümüzdeki hafta 5 kg vermek için söyleyeceği herhangi bir kimyasalı (legal olsun illegal olsun) kullanabileceğimi belirttim. Acık çukulata yesem dedim..bak şimdi dedi bir madlen çukulata karesini al dedi..evet dedim..4 e böl dedi…evet dedim…bir parçasını al, o minik parçayı damağına yapıştır dedi..em dedi…

EMMEDİM!

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Sen çok ama çok tatlısın

thesimen dedi ki...

teveccühünüz efenim...ehü

Yorum Gönder