Bir Mülakat Macerası Daha

26 Ağustos 2009 Çarşamba


Bugün İstanbul Üniversitesi Mülakat’ındaydım. Mülakat yazılarını benden sonra yüksek lisans için hazırlanacak kişilere faydalı olur diye yazıyorum. Çünkü mülakatlara hazırlanırken birkaç blog ya da site haricinde bilgi alabileceğim pek bir şey bulamadım.
Sabahın kör vakti yollara düştük zira bizim oralardan Beyazıt’a gitmek için 3 vasıta değiştirmek gerekiyor. Neyse İÜ mezunu olmama rağmen mülakatın yapılacağı sınıfı bulmam bir hayli zaman aldı. Bu arada “işletme” bölümüne başvuruyorum (Allahım napıyorum ben ya! Ben ancak telefonda işletme yapabilirim, neyime benim işletme). Mülakatın yapılacağı odanın kapısında arasında amcalar ve teyzeler de olan takım elbiseli bir tomar insan toplaşmış birbirini itiştirerek bir kağıda bakıyorlardı. İçimdeki beyaz kıvırcık tüylü koyunu dinleyerek listeye yöneldim. 50 x 50 ebatlarında 4 adet kağıttan oluşan listelerde yaklaşık 3000 kişi filan vardı. Sonra kafamı kaldırdım listenin başındaki “özel hukuk” yazısını fark ettim. Toplasan bir Pers ordusu edebilecek kadar avukatı arkamda bırakıp bir üst kata seyirttim. İşletme bölümünün kapısının önünde 37 kişilik makul bir listeylen karşılaştım.
Buradan öncelikle mülakata benden önce giren ve “içeride ne sordular” sorumu duymazlıktan gelerek cevapsız bırakan insan profiline sesleniyorum: Kör kuyularda merdivensiz kalın inşallah! Adamlardaki tribi görsen sanki Britney Spears gece klübünden çıkıyor bende sefil bir paparazziyim aşk hayatıyla alakalı saçma sorular soruyorum; o da beni yanıtsız bırakıyor. Tavır aynen bu! Neyse mülakata dönelim içeride” Niye yüksek lisans yapmak istiyorsun” diye sordular. Kendimce cevaplar saçmaladım. Hatta baya saçmaladım. “Başka bölüme başvurdun mu?” diye sordular . Zerrece utanmadan “Hayır” dedim. Teşekkür ettiler. Rica ettim. Sonra çıktım. Bu kadar toplasan belki 5 dakika sürmeyecek bir görüşme için kasmışım. Neyse 28’inde açıklamayı planlıyorlarmış. Hadi bakalım.

Ve sonrası..
Ekürim Gözde insanı ile Kadıköy’e gidiş; yemek yiyiş üstüne kahve içerken “Lan birilerini çağıralım çok güzel oldu böyle” diyip insanları arayış…Herkesin işte ya da işinin olması. Çok yalnız olduğumuzu fark edip eve dönüş…Ühü!

Yok lan çok üzülmedik ama asosyaliz galiba biraz.

Reblog this post [with Zemanta]

0 yorum:

Yorum Gönder