Mazeretli Asabiyet Yazısı

25 Haziran 2009 Perşembe

Bugün kendimi seri katil gibi hissettiğim, aslında içimde nasıl bir manyak barındırdığımı fark ettiğim günlerden biri.
Aslında mizaç olarak sakin biriyim, hatta hep bokumda boncuk bulmuş gibi güler yüzlüyümdür. İnsanlara karşı toleransım çok yüksektir. Fakat bir noktadan sonra bir canavara dönüşüyorum. Böyle ayı gibi pençemi çıkarıp gadanallah diye insanlara dalasım geliyor.
Bugün İstanbul’un iğrenç yapış yapış sıcağını yüzümde hissettiğim an anladım; bugün o gündü.
İnsanlara karşı katıksız bir nefretin damarlarımda gezdiğini hissettim. Öfke bütün vücudumu dolaşıp, ensemden kafama beynime hücum ediyor böyle zamanlarda. İnanılmaz bir baş ağrısı ve baskı hissediyorum beynimin alt kısmında. Daha önce fark edemediğim şeyler aslında fark edipte görmezden geldiğim şeyleri düşünmeye başlıyorum. İnsanlara nasıl gereksiz değer verdiğimi fark ediyorum, aslında beni en sallamayan insanların benim en değer verdiklerim olduğunu düşünüyorum. Bazen nasıl adam yerine konmuyorum; bilseniz şaşarsınız sevgili okur. Sadece insanlara adam gibi davrandığım için insan gibi muamele görmek istediğimi tekrarlıyorum kendi kendime. Sonra özelden genele gidiyorum. Tam bu anlarda dünyadaki tüm insan ırkı ben dahil yok olsun ya da ben o insan ırkının hepsine tekme tokat dalayım istiyorum.
Mesela motora tam ben binecekken beni ittirip geçen kaltak müsveddesini, ayağımı tam motora atacakken hareket eden denize “düşeyazmama “ neden olan motorcuyu, tüm bu olaylara mal gibi bakan sözde güvenlik görevlilerini, minibüste parayı önündeki kişiye uzatmamak için duymuyo ayana yatan şerefsizleri, evime yürürken arkamdan kaldırıma çıkıp beni “ezeyazan” arabayı, konuyla o an alakası yok ama anamı gagalayan kargayı…bunların hepsini sabaha kadar dövmek, dinlenip bir daha dövmek istiyorum.
Şaka maka iyi dönmüşüm, dönebilmişim evime. Yoksa büyük ihtimalle helvamı yiyodunuz yarın filan.
Eve döndüğümde kapının uzun süre açılmaması, abimin kapıyı uykulu gözlerle açıp niye anahtarla açmıyosun kapıyı tandansında bi fırça kaymasıyla neşeme ayrı bir neşe kattım sevgili okur.
Kendimi odama zor attım. İstemiyorum lan insan çevremde! Darıca’ya yerleşicem!!
Sonra Feysbook’umu açtım bir vidyo takıldı gözüme. Mustafa Topaloğlu Gerizekalı Sevgilim. Dinlemeye başladığımdan beri göz yaşları içerisinde gülüyorum…Sanırım sinirlerim çok bozuk, evet bozuk…Gidelim Benjamin…Gidelim Simen


Reblog this post [with Zemanta]

0 yorum:

Yorum Gönder